8 Haziran 2012 Cuma

Tatil hayali, hayalde kalmasın!

Bak şimdi hayal ediyorum. Eski resimlerden bir tane resmi seçtim kendime, karşısına geçtim mal gibi hayal ettim.

Deniz, güneş, bira..
Köpeğim ve ben..
Aldığım kiloları saklamak için yanımdan ayırmayacağım havlum ve iyice kavrulayım diye havuçlu güneş kremim var yanımda...

Elimde kitabım..

Siktir lan, çok güzel!!!
Burda oturdum ezik gibi hayal kuruyorum. Gerçek hayata dönmek gerekirse, 2 gün sonra bir tane sınavım var ve okumam gereken kitap sanırım 800 sayfa falan. Sonra stajım başlıyor, allah bilir yine Adliye'lerde koşturmaktan imanım gevricek. İşte ancak iş çıkışı ofisten dönerken kafamı Metrobüsün camına yaslarım hayal kurarım.

Lan, bir allahın kulu da demiyor ki siktir et sınavmış stajmış, atla bir otobüse bas git.
BOK!

Neyse, bugünlük hayallerim bu kadar.
Sevgiyle kalın dicem de, aranızda kumsalların kumlarını attırıp, denizde bir yunus vari yüzenler varsa, hele bir de bu yüzenler zayıfsa, siz sevgiyle kalmayın olur mu? Siz kavrulun sıcaktan ama yoğurt bulamayın.

MUCK.

4 Haziran 2012 Pazartesi

Kürtaj yasaklanıyor dediler, yazalım dedik.

"Kürtaj yasaklansın" diyenler şimdi izninizle ifade özgürlüğü olan bi ülkede yaşadığımı hesaba katarsak, söyleyeceklerim var. İfade özgürlüğüm halen var dimi, henüz onu yasaklamadınız?! Neyse.

Kürtajı yasaklarsanız ne olacak biliyor musunuz? İnsanlar daha az sevişmeyecek. İnsanlar evlenmeden önce yatağa girmeyelim de demeyecek. İnsanlar ölecek. Neden mi? Çünkü Türk milletinin o yıkılmaz kurallarının içinde bir yerde, insanlar halen kendi istediklerini yapıyorlarda, ondan!

18 yaşının üzerinde olup reşit olan bir kızın cinsel birliktelik yaşamasından sonra hamile kalması durumunda, ne olacak biliyor musunuz? Evli değil, yaşamış ama şans bu ki olmuş işte. Babasından kaçacak, annesinden kaçacak. Kaçamazsa ne olacak biliyor musunuz? Siz hani "bebek doğsun biz bakarız diyorsunuz" ya, belki de siz o bebeğe bakamadan onun ailesi o kıza zulm edecek. Neden mi? Çünkü burası Türkiye! Çünkü bunları diyen ben bile, böyle bir durumda babamın çok da avrupai davranıp, "tamam kızım güzel sevişmişsin ama spermler içine biraz fazla kaçmış demekki, dert değil ben bakarım" demeyeğini biliyorum! Çünkü ne yazıkki halen burası Türkiye! Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz ve bu ülkede namus ne yazık ki "bacak arasındaymışçasına" kabul görüyor. Yani çoğu aileler bakımından bu böyle..

Ama bilmeniz gereken birşey daha var. Şimdiki jenerasyon pek de siklemiyor işin aslı bu durumu. 18 yaş altı bekaretini kaybedenlerin sayısına bir bakın, 18 yaş üstü ama evlenmemiş çoğu insanın cinsel ilişkiye girme oranlarına bir bakın.Siz kürtajı yasaklayacağınıza insanları bilinçlendirmeyi deneseniz mesela! Korunma yöntemlerini "gençlere" öğretmek varken, din ile bağdaşmadığını düşündüğünüz tüm ilkelerinizi bize empoze etmeye çalışmayı seçin! Pardon empoze etmek kelimesi yanlış oldu, dayatmak diyelim!

"Kürtaj cinayettir" diyen ve bunu doğru kabul eden kesim; siz sanıyor musunuz ki bir annenin karnında yaşayan bir varlığı öldürmek için girişimde bulunması kolay? Yaşı kaç olursa olsun, bir kadın hamile kaldığı anda annedir. Ve siz kürtajı zevklerinden mi yaptırıyorlar diye düşünüyorsunuz? Ama size göre "o zaman sevişmesinler" değil mi? Seviştilerse, sorumluluğunu alsınlar dimi?
Yazık. Böyle bir ülkede yaşıyorum işte ben. Elalemin bacak arasının derdinin hükümeti gerdiği çok belli. Yazık!

Ha sadece genç yaştaki insanların neden kürtaj yaptırdığına değinmeyi geçtim, evli barklı insanlar neden yaptırıyor biliyor musunuz? Hani hadi gençler sikinin keyfine baktı da, hamilelik sonrasında baba korkusu, namus korkusu derken kürtaja başvurdu, peki ya evliler?
Kürtaj yapılmasın, siz bakarsınız dimi? Asgari ücretle geçimini sağlayan ailelere bakın bi, sadece bi bakın ya! Devlet hastanelerinin durumuna bakın, karın tokluğuna çalışan insanlara bi bakın, devlet okullarının haline bakın bir ya! Ayda 700-800 lirayla aile geçindirmeye çalışanlara bi bakın. Onlar doğursun, onlar sonra sokağa atsın, onlar BAKAMASIN ve KÜRTAJ YASAKLANSIN! Değil mi?

Sonra neden fakirlik oranı bu kadar yüksek...
Yazık.
Böyle bir ülkede yaşıyorum işte ben. Hukukun çizdiği sınırlar içerisinde, kendisiyle çelişen bir devlet.

Evet bir canlı kalp olarak oluşuyor. Anne karnındaki bir bebek ilk olarak kalp olarak oluşuyor, sonra diğer tüm organları meydana geliyor. Acı bi duygu evet. Atan bir kalbi durdurmak zorunda kalmak...
Ama inanın hiç bir "anne" isteyerek yapmaz bunu. Hiç bir anne, bakabilecekken, imkanları varken, sadece istemedi diye yapmaz bunu.
Evet atan kalbi durdurmak. Boktan bir şey ama seçim hakkı o canlıyı karnında taşıyanda, evlilerde ise o canlıyı oluşturan anne babada. Türk ceza kanunu uyarınca bir canlının yaşam hakkının olabilmesi için o canlının anneden tam ve sağ doğması lazım! Yani doğumdan önce yaşam hakkı olmaz. Hukuken olmaz. Atan bir kalp, hukuken "yaşam hakkına" sahip değil, üzgünüm. Şimdi kürtaj yasaklansın diyenler, siz tüm hukuku değiştirin olur mu? Siz bize dayatın anasını satayım. Siz sezeryanı da kabullenemiyorsunuz zaten - ki sezeryan sadece bir doğum usulü- neyse!
Şimdi siz kürtajı yasaklayın. Tecavüzcüler suç işlemekten çekinmez olsun. Siz kürtajı yasaklayın evlenmeden birlikte olmuş gençler daha çok namus cinayetine kurban gitsin. Yada siz yasaklayın, sokaklarda bir sürü bakılamayan, aç, eğitimden uzak kalmak zorunda bırakılan çocuklar gezinsin.
Yazık.

Kadınların bacak arası, hükümeti baya germiş demek ki...
Bence siz elalemin tercihlerini dayatmalarınızla engellemek yerine, prezervatif'e hücüm diye sloganlar atın! İnsanları bilinçlendirin. İnsanların kürtaja başvurmasını "yasaklarla" engellemektense, başvurmadan önce, o başvurma sebeplerini en aza indirmeye çalışın. Bu kadar zor olmasa gerek dimi? Ama din ile bağdaşmıyor tabi "korunma yolları" dimi? Sizin kitabınızda hak ve özgürlüklerden öte, sizin düşünceleriniz yazıyor. Sizin kitabınızda kürtaj yasak yazıyor, ama korunma yöntemleri yazmıyor. Değil mi?

Ha bişey daha, ifade özgürlüğüm vardı dimi?

Saygılar,

3 Haziran 2012 Pazar

kendin gibi olmak..

Sevgi, yaninda rol yapmayi istemedigin insana duydugun duygudur. Hayatinda olsun olmasin, o insanı seversin.. Sana kendini hatrlattgi icin..

Rejim mi? O ne yaaa??

"Rejim'e girdim yaa" diip tüm gün aç gezdikten sonra dayanamayıp 3 günlük yemeği biranda yemek diye de birşey var hani. Ben buldum.

Sevgiler,

evli evine, köylü köyüne.

Bir anıyı görmek için koşarsın onu görmeye,
Bi bok göremeden tırıs tırıs dönersin evine...

Bak böyle başlayınca nakarat gibi oldu, kafiye falan yaptım da, YOKTU LAN!!
Yani bir anıyı görebilme umuduyla gidip, bir bok bulamadan evine dönünce insan tabi bir hüsranlar, bi tripler falan.

Geçen akşam ben benim ex'in lisesinin mezunlar gününe gittim. Zaten hani resmen parladım o okulun içinde. O okuldan değilim, kimseyi tanımıyorum ama neymiş efendim "belki görürmüşüm"...
Görmedim, evime döndüm.
Böylelikle de anladım ki, bir anı'ya koşmak hiç bir zaman ileri götürmüyormuş seni.
Geçmişimdeki birini görmek için gittiğimde, geleceğimden kaçtığımı da farkettim.
Görsem ne değişecekti bilmiyorum da, göreydim iiydi yani. Çok zaman sonra görmeyi istemiştim yalan değil. Neyse, elimden geleni yaptım. Benim lisem olmamasına rağmen herifin lisesinin mezunlar gününe bile gittim, o gelmediyse, ben ne yapayım!? Benim olmayana benimmişçesine gittim, gelen olmadı.. Ben daha ne yapayım?

Zaten içkiye de çok para verdim. Amannnn...
Boşu boşuna geçen bir gece işte. Peh!

31 Mayıs 2012 Perşembe

Kaçamamışım.

Herşeyden kaçtım.
Resimlere bakmaktan, bazı caddelerden geçmekten, seni görmekten..
Herşeyden kaçtım.
Sonra bir anda, gecenin bir saatinde,
Final döneminde olmama rağmen, görmek istedim seni.
Görmek istedim senli beni.
Kapattım defteri kitabı, baktım resimlere.
İki saniye sürmedi be, iki saniye!

3-5 damla yaş süzüldü.
Sonra durdum, sigaramı yaktım.
Bişey farkettim ben bu gece..
Sensiz yaşıyorum. Hatta baya baya da iyi yaşıyorum yani.
Sensiz olmuyor diye bişey yok da; bişey var işte : Meğer senle yaşamak çok güzelmiş..
Hatırlayınca anladım.
Senden kaçmışım da, seni sevmekten kaçamamışım meğer ben.

o şarkı, evet.

Meraba, ben her dinleyişinde aklına eski sevgilini getiren şarkı.
Ağzına sıçtığımı biliyorum.